Kadınlarda görülen hastalıkların erken teşhisi önemlidir. Küçük bir sorun bile hastalık aşamasına hızlıca gelebilir. Hastalık sürecine giren sorunlarda geç kalınırsa geri dönülmez sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bu nedenle aylık kadın hastalıkları doktorunuz ile olan rutinlerinizi aksatmamaya önem göstermek gerekir. Kadınlarda erkek bedenine oranla çok daha sık ve fazla kadın hastalıkları karşımıza çıkar. Birçok kadın miyomlar, çikolata kistleri, meme, rahim kanseri, diğer kistler veya cinsel yolla bulaşan hastalıklarla gibi pek çok farklı sorun ile mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Bu nedenle erken teşhis ve kontroller kadınlar için çok daha elzemdir. Aynı zamanda kadınlarda her ay görülen regl durumlarında da bazı enfeksiyon hastalıkları da görülebilmektedir. Şüphelendiğiniz durumlarda mutlaka kadın hastalıkları doktorunuza danışmanız en iyisi olacaktır.
Vajina Akıntılarına Dikkat!
Vajina duvarında ve içinde bulunan, rahim ağzındaki bezlerden salgılanan sıvılar kadınların sağlığı açısından gereklidir. Gereken ıslaklığı sağlayan bu sıvılar kuruluk açısından büyük önem taşımaktadır. Bu sıvılardaki denge de oldukça önemlidir. Sıvılardaki artış veya değişiklik olduğunda vajina akıntı rahatsızlığı görülebilir. Normal vajina akıntısı berraktır ve yumurta akını andırmaktadır. Herhangi bir koku yapmaz. Bu tür akıntılara fizyolojik akıntı denmektedir. Ancak koyu sarı, yeşil, kahverengi, kanlı, köpüklü, kötü kokan, idrar veya cinsel birliktelik sırasında ağrı ve yanma yapan akıntılar enfeksiyona bağlı olarak oluşmaktadır. Enfeksiyon tedavisi çeşitli ilaçlar veya vajina tabletleri ile yapılmaktadır. Herhangi bir şekilde akıntılarınızda değişiklik meydana geldiğinde bunu ciddiye alarak kontrole gitmeniz gerekmektedir. Mantar gibi rahatsızlıklarda bu akıntılar dolayısıyla ortaya çıkmaktadır. Kontrollü bir tedavi gerekmektedir.
Polikistik Over Sendromu
Kadınlarda görülme oranı yüksek olan bu hastalık istatistik verileri ile korkutmaktadır. Yaşam biçimleri ile beraber de bu tür hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Polikistik over sendromu yumurtalıklarda irileşmeleri meydana getirir. Aynı zamanda kistlerin oluşumuyla birlikte bir takım hormonel soruna zemin hazırlar. Günümüzde bu hastalığın nedeni bilinmemektedir. Polikistik over sendromu günümüzde kadınlarda en sık görülen hastalıklardan biridir. Üreme çağındaki kadınların neredeyse yüzde 15-20’sinde görülmektedir. Bu hastalığın belirtileri erkek tipi tüylenme, kilo, yağlanma, adet düzensizliği olduğunu söylemek mümkündür. Bu hastalığın belirli bir tedavisi olmamakla birlikte hastalıkla birlikte gelen belirtileri de kontrol altına almak mümkündür.
Adet Düzensizliği
Adetlerin sıklığında, kanama miktarındaki durumlarda ve süresinde normal olan 28 günden farklı olmasına adet düzensizliği denmektedir. Bu gibi durumlar çeşitli hastalıklara yol açabilmektedir. Adet sıklığının 21 günden az olması, 35 günden de fazla olması bu gibi durumların belirtisidir. Aynı zamanda adet süresinin 2 günden az olması ve 7 günden fazla olması durumlarında adet düzensizliği teşhisi konulabilmektedir. Adet düzensizlikleri birçok hastalığa neden olmaktadır. Bu hastalıkların başında; Polikistik over sendromu, rahim yumurtalık rahatsızlıkları, troid hastalığı gibi hastalıklar gelmektedir. Bu nedene adet düzensizliği önemsenmelidir. Doktor kontrolünde tedavisine başlanarak durum erkenden kontrol altına alınmalıdır. Tedavi aşamasının il adımı problemin kaynağını bulmaktan geçmektedir. Bunun için jinekolojik muayene, ultrasonografik muayene ayrıca yumurtalıktan ve vücudun diğer yerlerinden salgılanan hormonların ölçümü gerekmektedir. Hormonal ölçümü yaparken adet döngüsünde belirli bir gün tercih edilmektedir.
Adet Döneminin Ağrılı Geçmesi (Dismenore)
Regl kanaması sırasında kasıklarda, bacaklarda veya bel bölgelerinde ağrı hissedilmesine Dismenore denmektedir. Adet sancısı alt karın bölgesinde lokalize olmaktadır. Bunun sonucunda ağrı bele, sırta ve bacaklara yayılabilmektedir. Ağrı genelde adet dönemi başlangıcından 1 gün önce görülmektedirler. Özellikle ilk gün bu ağrılar çok şiddetli bir şekilde gerçekleşmektedir. En çok 2-3 gün bu ağrılar sürmektedir. Aynı zamanda bu adet döneminde bazı kadınlar bulantı, baş ağrısı, kabızlık veya ishal gibi durumlar ile karşılaşabilir. Dismenorenin çeşitli sebepler ile ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu sebepler;
– Rahim tümörü
– Rahim ağzındaki darlık
– Rahmin farklı pozisyonlarda olması durumu
– Rahimde olan iltihap
– Rahmin en iç tabakasının başka bir bölgede de bulunması
Bu gibi sebeplerden dolayı adet dönemlerinde şiddetli ağrıya ve bunun yanı sıra çeşitli etkilere yol açmaktadır. Adet sancılarında yumurta ile yakın bir ilişki bulunmaktadır. Ağrı kesicilerin etki etmediği durumlarda doğum kontrol hapları ile yumurtlamanın ortadan kaldırılması adet sancısını ortadan kaldırabilmektedir. Bu tedavi yöntemi işe yaramaz ise genel bir kontrol ile bir inceleme yapılması gerekmektedir. Hekim tarafından laparoskopi adı verilen bir yöntemle karın boşluğu incelenmektedir. Bu yöntemde genellikle endometriozis saptanır ve tedavisi daha farklıdır.
Vajinismus
Vajina girişindeki kasların istemsiz bir şekilde kasılarak cinsel ilişkiyi neredeyse imkânsız hale getirmesi anlamına gelmektedir. Vajina girişindeki kas gurubuna PC (Pubococcygeus) denmektedir. Normal şartlar altında bu kas gurubu cinsel ilişki sırasında esneme yapmaktadır. Bu sayede cinsel ilişki kolaylaşmaktadır. Ancak sizler kaygılı ve korkuluysanız bu kas grubu istemsiz bir biçimde kasılır ve penisin vajinaya girmesi zorlaşır. Doğal olarak giriş daraldığı için cinsel ilişkide ağrı olması kaçınılmaz. Kaygınızın şiddetine bağlı olarak diğer kas gruplarında da bu ağrıyı hissedebilir nefes darlığı bile yaşayabilirsiniz. Bu durumun neden yaşandığı hakkında genel bir görüş vardır. Cinsel ilişki sırasında bedeninizde ve beyninizde birçok işlem gerçekleşmektedir. Önceki tecrübeleriniz ve deneyimleriniz sinir sistemi tarafından yorumlanmaktadır. Vajina girişindeki kaslarınız beyninizden gelen ileti ile birlikte kendini kitler ve vajinismus ile karşı karşıya kalırsınız. Bunun yanı sıra daha önce taciz veya tecavüze uğramış olan kişiler, eşi ile sorun yaşayan, çocukluk döneminde şok edici cinsel bir görüntü, yeterli bir cinsel eğitime sahip olmamak, cinsellik konusunda ahlaki değer yargıları ve güven eksikliği de vajinismus oluşumunun nedenleri arasındadır. Bu durumunun tedavisi zihinsel olarak rahatlamaktan geçmektedir. Bireyin zihnini daha önceki deneyimlerinden ve tecrübelerinden kaynaklanan kaygılardan arındırarak cinsel ilişkiden zevk almasını sağlamak bir tedavi yöntemidir. Beden, zihin ile ortak çalışmaktadır. Bireyin geçmişine inilerek sorunların ana kaynağı bulunmaya çalışılmaktadır. Kişiye özel bir tedavi planı uygulanır. Bazı durumlarda egzersizde önerilmektedir.
Disparöni Nedir?
Cinsel birliktelik sırasında meydana gelen ağrıya denmektedir. Erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülmektedir. Kasık bölgelerinde meydana gelen acı, batma, yanma ve huzursuzluk ile kendini göstermektedir. Vajinismus ile bu rahatsızlık genel olarak karıştırılmaktadır. Fakat vajisimusta kadın cinsel ilişkiye girmezken, disparöni de cinsel birliktelik yaşanmaktadır. Fakat bu birliktelik rahatsız ve huzursuzluk vericidir. Disparöninin iki çeşidi mevcuttur;
– Yüzeysel disparönide cinsel birleşme esnasında erkek cinsel organı vajinaya girerken bir ağrı hissedilmektedir.
– Derin disparönide ise cinsel birleşmenin ileriki safhalarında yaşanmaktadır. Penisin rahim arkasına dokunduğu yerdeki ağrıdır ve daha acı vermektedir.
Bir nedenden kaynaklanan bu rahatsızlık cinsel işlev bozukluğu arasında yer almaktadır. Vajina ya da iç üreme organlarında meydana gelen bir enfeksiyon buna neden olabilmektedir. Aynı zamanda yaştan kaynaklanan vajinal küçülme ya da vajina zedelenme ve yaralanma gibi durumlarda da bu rahatsızlık görülmektedir. Bu rahatsızlığın farklı tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Psikoterapi, ilaç ve cerrahi müdahaleler tedavi yöntemleri arasındadır. Bu rahatsızlığın belirtileri ile karşılaşan kadınların öncelikle kadın hastalıkları ve doğum uzmanına görülmesi şarttır. Bir uzman tarafından tedavi planı oluşturulur ve buna yönelik çalışmalar yapılır. Bu hastalık psikolojikte meydana gelebilir. Kontrolden geçerek uygun tedavi yöntemini bulabilirsiniz.
Yumurtalık Kistleri
Jinekolojinin en geniş ve karmaşık sınıflamaya sahip olanı yumurtalık hastalıklarıdır. Çok basite indirgersek basit yumurtalık kistleri ve yumurtalık kanserleri olarak incelenmektedir. Yumurtalık kistleri doğurganlık çağında olan bir kadının hayatının herhangi bir evresinde mutlaka olduğu bilinmektedir. Sessiz bir biçimde oluştuğu gibi, sessiz bir biçimde kaybolmaktadır. Jinekolojik muayene sırasında ve ultrasonografik inceleme sırasında tesadüfen rastlanmaktadır. En sık rastlanan kit çeşitleri fonksiyonel kistler ve corpus luteum kistleridir. Follikül kistlerde yumurtalık kist çeşitlerindendir. Yumurtayı büyüten olgunlaşmış graff follikülünün çatlamaması ve içindeki sıvının artmaya devam etmesi sonucu kistik bir şekil almasıyla meydana gelmektedir. Folliküllerin içerisinde sürekli devam eden bir sıvı imalatı vardır. Ortalama olarak yumruk cesametine kadar ulaşabilmektedirler. Follikül kistleri genel olarak tek taraflıdır. Bazı durumlarda çift durumu olduğu da görülmektedir. Yumurtalık kistlerinde bazı belirtilerle karşılaşmak mümkündür. Bu belirtiler;
– Kasıkta oluşan tek taraflı veya çift taraflı ağrı
– karnın alt kısmında ve pelvisde dolgunluk, basınç hissi
– Cinsel ilişki sırasında basınç ve ağrı
– Sık idrara çıkma ve devamlı idrar varmış hissi
– Kabızlık
– Adet düzensizliği
– Sancılı adet
Bu belirtiler ile hastaneye başvuran kadınların çoğunda bu kistlere rastlanmaktadır. Doktor kontrolünde gereken tedavi yapılmalıdır. Boyut olarak cerrahi müdahale gerektiren kistlerde mevcuttur. Aynı zamanda kistlerin organlara zarar verdiği durumlarda da cerrahi müdahale gerekmektedir. Bu nedenle düzenli kontrol yaparak bu gibi sorunları erken teşhis ettirmek gerekmektedir.
Çikolata Kistleri
Her ay adet döngüsü ile beraber olası bir gebeliğin yerleşmesi için kalınlaşan rahim içi tabakası, gebelik oluşmadığında bir miktar kan ile beraber vücuttan atılmaktadır. Bu durum da regl kanamasını oluşturur. Çeşitli sebeplerden dolayı rahim içi tabakası olması gereken alan yerine farklı yerlerde bulunabilir. Bu sebeple her ay dökülmeye devam eder. Ancak vücuttan atılma gibi bir durum söz konusu olmaz. Zamanla dökülen yapı birikmeye başlar ve bu durum çeşitli sorunlara yol açmaktadır. Bu biriken yapı, çikolataya benzediği için bu adı almıştır. Çikolata kistlerinin kadınlara verdiği en büyük zarar adet dönemlerinde yaşanan ciddi boyuttaki ağrılardır. Bu ağrılar hiçbir şekilde ağrı kesici ile kontrol altına alınamaz. Bazı kadınlarda bu kist dolayısı ile burun kanaması, vücudun çeşitli yerlerinde morluklar olabilmektedir. Görmezden gelinirse ve ağrılar adet dönemi ile ilişkilendirilirse çikolata kisti ilerleyebilir. Bu nedenle belirtilerle karşılaşılan anda doktora giderek kontrol altına alınması gerekmektedir. Ağrı kesici ile dinmeyen, çok şiddetli ve sizleri hareketsiz bırakan adet sancılarını ciddiye alarak kontrole gitmelisiniz. Çikolata kisti tedavi edilmediği durumlarda ileri boyutlara gider ve bu kısırlığa yol açabilir. Bu nedenle dikkatli olmalı ve vücudunuzda olan farklılıklara dikkat ederek yanlış giden faktörlerin önüne geçilmelidir.
Yumurtalık Kanseri
Yumurtalık kanseri jinekolojik kanserlerin yüzde 27’sini oluşturmaktadır. Yumurtalık kanserleri sinsi ve sessiz bir bicide ilerlemektedir. Tanı konulduğunda genelde olguların yüzde 7*0’i ileri seviyededir. Düzenli jinekolojik kontrol yaptıran 50 yaş üstü kadınlarda erken evrede yakalanma şansı artmaktadır. Over kanserinde cerrahi ve kemoterapideki ilerlemelere rağmen tedavide istenilen düzeye ulaşılamamıştır. Bu kanser türü genellikle 50 yaş üstü kadınlarda görülmektedir. En sık görüldüğü yaş 60-64 yaş arasıdır. Ülkeler arasındaki görülme sıklığının en çok yaşandığı ülkeler kuzey Avrupa ve Amerika olarak söylenebilir. Yumurtalık kanserinin gerçek nedeni belli değildir. Over kanserinin riskini arttıran bazı faktörler vardır. Bu faktörler;
– Yaş
– Irk
– Çocuk doğurmamak
– Genetik faktörler
Aynı zamanda bu kanser riskini azaltan faktörler bulunmaktadır. Maddeleyecek olursak;
– Emzirme
– Bir veya daha fazla sayıda çocuk doğurmak
– Kombine tip doğum kontrol hapı kullanmak
Bu şekilde maddelere bakarak riskli durumlarda erken kontrol yaparak kendinizi koruyabilirsiniz. Erken teşhis her zaman bu gibi durumlarda büyük önem taşımaktadır.
Rahim Kanseri
Rahim kanseri oldukça tehlikeli bir hastalıktır. Gereken tedavi yapılmadığı müddetçe ölümle bile sonuçlanan bu hastalık oldukça önemlidir. Endometrium kanseri olarak da bilinen bu kanser türü özellikle 50 yaş kadınlar üzerinde görülmektedir. Erken teşhis bu hastalık için oldukça önemlidir. Rahim kanserinin en önemli belirtilerinden biri vajina bölgesinde lekelenmeler ya da devamlı kesilmeyen kanamalardır. Menopoza girmemiş kadınlarda adet haricinde olan kanamaları ve sulu akıntı gelmesi olarak belirtiler söylenmektedir. Ultrason ilk başvurulan yöntem olduğu bilinmektedir. Kesin teşhis için yapılan biyopsi ile patolojik incelemeler sonucunda, kanserli hücreler tespit edilmektedir. Tedavide cerrahi, radyoterapi, kemoterapi, uygulanmaktadır. Sonrasında kadınlar sıkı takibe alınarak hastalığın gidişi gözlenmektedir. Yapılan pap smear testi özellikle rahim ağzı kanserinin yüzde 50’sine pozitif sonuç verebilmektedir. Rahim hastalıkları arasında yer alan rahim kanseri, kadınların yüzde 90’ınında bebek oluşumunu da engelleyen bir hastalıktır. Erken teşhis bu hastalıklarda oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Özellikle insan sağlığını etkileyen fiziksel aktiviteler ve sağlıklı beslenme ile başarılı sonuçlarda elde etmek mümkündür.
Rahim Ağzı Enfeksiyonu
Rahim ağzı enfeksiyonun en büyük nedeni cinsel yollarla bulaşan bakteriler olduğu bilinmektedir. Bu bakteriler rahim ağzında birikerek çok hızlı bir biçimde çoğalırlar. Özellikle farklı renkte ve keskin kokuda oluşan akıntılar sayesinde kendini gösteren bir rahim hastalığı olduğunu söylemek mümkündür. Bu hastalık kadınların neredeyse yüzde 40’ında görülmektedir. Rahim ağzı enfeksiyonundan korunmak için kişilerin cinsel birliktelik sırasında prezervatif kullanmaları gerekmektedir. Bu sayede büyük bir oranda bu enfeksiyondan kendinizi korumuş olursunuz. Diğer bir taraftan vajina ile direk temasa geçen yabancı maddeler ve kremlerde enfeksiyona sebep olabilir. Bu yüzden vajinanın kimyasal maddeler ile karşı karşıya kalması önlenmelidir. Genelde akıntı şikâyeti ile başvuran kişilerin yapılan pap smear testinin ardından bu enfeksiyona sahip olduğu söylenmektedir. Tedavi aşamasında verilen ilaçların düzenli kullanılması ile birlikte bu enfeksiyon ortadan kalkmaktadır. Bu durumlarda ilk başta cinsel birliktelik gibi durumlarda önlem alınması gerekmektedir Ayrıca ufak bir belirti bile görse doktora başvurulmalıdır. Erken teşhis bu durumlarda oldukça önemlidir.
Rahimde Miyomlar ve Polipler
Miyomlar kadınlarda oldukça sık görülen iyi huylu büyümeler olduğunu söylemek mümkündür. Rahmin dış yüzeyi, ortadaki kas tabakası veya iç tabakasına yerleşebilirler. Özellikle 35 yaş üzeri kadınlarda görüldüğünü söylemek mümkündür. Hızlı bir biçimde büyüyen tipler olduğu gibi yavaş yavaş yıllar içerisinde de büyüyebilirler. Aynı zamanda değişik büyüklükte ve çok sayıda bulunabilirler. Bu hastalığın belirtileri;
– Kanamaların fazla olması
– Uzun veya daha sık adet görme
– Adet dışı kanamaların olması
– Karın krampları
– Kansızlık
– Karın bölgesinde genel ağrı ve ilişki sırasında ağrı
– İdrar yapmada zorluk ve sık idrara çıkma
– Kabızlık
Olduğunu söylemek mümkündür. Eğer miyom ilaç tedavisine herhangi bir yanıt vermiyorsa ve küçülmüyorsa cerrahi işlem gerekmektedir.
Polipler, rahim içerisine yerleşen ve regl kanamasının fazla olmasına neden olabilen et parçası olarak bilinmektedirler. Genel olarak jinekolojik muayenelerde ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle sizler genel kontrollerinizi aksatmadan yapmanız gerekmektedir. Polipler iyi huyludur. Çok büyük problemlere yol açmadan kendiliğinden iyileşme gösterdikleri bilinmektedir. Kötü huylu olan poliplerde mevcuttur. Aynı zamanda kötü huylu miyomlarda vardır. Bu kötü huylu miyomlar ve polipler sürekli olarak rahim içerisinde kanamalara ve ağrılara neden olabilmektedir. Bu nedenle polipler cerrahi müdahale ile alınarak patolojide incelenir. Sonucunda, tam iyileşme sağlandıktan sonra başka bir tedavi de önerilmez ve kişilerin düzenli olarak doktor kontrolüne gitmesi gerekmektedir. Herhangi bir duruma karşı erken teşhis oldukça fala işe yaramaktadır.
Rahim Sarkması
Rahim sarkması rahmi yerinde tutan kas ve bağların zayıflaması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Normalde bulunması gereken yerden vajinaya doğru sarkar. Buna genel olarak rahim sarkması denmektedir. Bazen bu sarkmalar dışarıdan görülecek kadar olabilir. Özellikle sık doğum yapan kadınlar ile yaşlılarda bu durum daha çok görülmektedirler. Hiç doğum yapmamış kişilerde de bu duruma rastlamak mümkündür. Bazen bu durum genetikte olabilir. Fazla kilolu olanlar, kronik öksürük rahatsızlığı olanlar ve ağır yük kaldıranlarda bu durum daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Sırt ve karnın alt kısımlarında ve cinsel ilişki esnasında ağrı olabilir. Uzun süre ayakta kaldığınızda da rahim sarkması nedeniyle şikâyet edebilirsiniz. Bu problemler sonucunda ise öksürürken, hapşırırken ve gülerken idrarınızı kaçırabilirsiniz. Doğal olarak verdiğiniz tepkilerin şiddetini kontrol altına almanız bu hastalık nedeniyle gereklidir. Jinekolojik muayene ile kolay bir biçimde tanı konulmaktadır. Tedavisinde cerrahi işlem uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra beslenmeye dikkat edilmesi gerekmektedir ve birkaç egzersiz ile fazla kilolardan kurtulmak rahim sarkması için oldukça önemlidir.
Uterus Sarkomu
Rahim kanserinin ender görülen formlarından biri olan rahim sarkomları, rahmin iç zarında değil de rahim duvarındaki kas ve buna benzer dokulardan kökenini alan bir kanser türüdür. Klasik rahim iç tabakası kanserleri ile karşılaştırıldığında daha yumuşak doku kaynaklı kanser olduğu bilinmektedir. Bu kanserlere de genel olarak sarkom adı verilmektedir. Bu yumuşak dokulu olan kanser türleri kötü huylu olarak bilinmektedir. Bazen bir miyom ameliyatı esnasında miyomun patolojik incelemesi sırasında ortaya çıkarılabileceği gibi bazen de rahmin menşei bilinmeyen bir kitle nedeniyle ameliyatla çıkarıldıktan sonra patolojik incelemesi neticesinde tanı konmaktadır. Ameliyat ile tedavisine ek olarak onkolojik tedavi yapılsa dahi ne yazık ki nüksetme eğilimi oldukça yüksek bir kanser türüdür. Erken teşhis ile tedaviye bir an önce başlanmalıdır.
Liken Sklerozis
Liken sklerozis hastalığı, bir cilt hastalığı olarak bilinmektedir. Kadınların dış genital bölgesinde ortaya çıkmaktadır. Tüm yaş gruplarında görülebilen bu rahatsızlık en çok orta yaş kadınların rastladığını söylemek mümkündür. Dış genital bölgede yani vulvada küçük beyaz alanlar şeklinde belirti vermektedir. En sık verdiği belirti ise inatçı bir kaşıntıdır. Durmadan kaşıntı hissetme ve genital bölgede görülen lekeler bu rahatsızlığın işaretlerindendir. Bu hastalıkta kuruluk ve yanma da görülmektedir. Bu rahatsızlıkta kaşıntılar kadınları uykudan uyandıracak şiddette olabilir. Bu yüzden görmezden gelmeden erkenden bir tedaviye gitmek gerekmektedir. Bu hastalıkta kişinin kendi bağışıklık sisteminde bilinmeyen bir neden ile kendi organlarına yabancılaşması ve reaksiyon göstermesi söz konusudur. Genital bölge cildindeki değişiklikler cinsel ilişki sırasında ağrı ve idrar yaparken yanma gibi problemlere neden olmaktadır. Bu bölgede deri kanseri gelişme riskinde artış söz konusu da olabilmektedir. Cilt biyopsisi ile tanı konulmaktadır. Uzun süreli kortizon ile tedavi edilmesi mümkündür.
İnfertilite
İnfertilite, kısırlık anlamına gelen bir rahatsızlıktır. Günümüzde kadınların neredeyse yüzde 15’i bu durum ile karşı karşıya kalmaktadır. Vakaların önemli bir kısmının tedavi edilmesi mümkündür. Bazı durumlarda ise bu tedaviler mümkün olmamaktadır. Bir çiftin düzenli olarak cinsel hayatı yaşasa bile çocuk sahibi olamaması durumudur. Bu hastalığın teşhisi konulması için 1 yıl geçmesi gerekmektedir. Aynı zamanda bu 1 yıl içerisinde düzenli bir cinsel hayat olması gerekmektedir. İlk aşamada çiftlere birincil tetkikler yapılmaktadır. Kadınların tüpleri, yumurtalıkları ve rahimleri incelenir. Sorunun kaynağını bulmak için detaylı bir araştırma yapılmaktadır. Tüplerin tıkalı olması spermin yumurtaya ulaşmasını engeller. Bunun sonucunda kısırlık oluşmaktadır. Tüp tıkanıklığı infertilitenin önemli nedenlerinden biri olduğunu söylemek mümkündür. Bunun yanı sıra yumurtaların sağlıklı olarak üretilmemesi, hormonal seviyedeki farklılıklardan dolayı gebelik için uygun ortamın olmaması, rahmin duvarlarından dolayı bir sorun oluşması ve embriyonun rahimde tutunamaması diğer kısırlık nedenleri olduğunu söylemek mümkündür. Bu sorunun tedavisi için ilaçlar, kremler, cerrahi operasyonlar ve benzer yöntemler kullanılmaktadır. Eğer kısırlık giderilmiyorsa aşılama ve tüp bebek gibi diğer yöntemler devriye sokulmaktadır. Kadınların bu yol ile gebe kalması sağlanmaktadır.
HPV Enfeksiyonu
HPV enfeksiyonu cinsel yol ile bulaşan bir hastalıktır. HPV virüsünün oluşması için insan vücuduna yerleşmesi gerekmektedir. Farklı virüs tipleri bulunmaktadır. Bunların kuluçka süreleri de birbirinden farklıdır. Dolayısıyla virüs bulaştıktan hemen sonra kendisini gösterecek diye bir durum söz konusu değildir. Kuluçka süresinin 6 yıl olduğu virüslerin bile bulunduğu bu hastalığın ne zaman anlaşılacağı kesin olmamaktadır. HPV kendisini genital siğiller ile göstermektedir. Bunun haricinde bu virüsün bir türü rahim ağzı kanserine de neden olmaktadır. Dolayısı ile son derece tehlikeli bir hastalık olduğunu söylemek mümkündür. Kadınların rutin kontrol ile bu durumu erken fark etmesi daha iyi olacaktır. Özellikle smear testi bu durum için gereklidir. Doktor tavsiyesine göre bu testlere düzenli olarak girilebilmektedir. Virüsten korunmak için yakın zamanda bir aşı geliştirilmiştir. Bu aşı virüse karşı bağışıklık kazanılmasını sağlamaktadır. Yine doktordan görüş aldıktan sonra bu aşı yaptırılabilmektedir. Kadınlarda bu kendini göstermek için zaman isteyen hastalıklar dolayısı ile rutin kontroller büyük önem taşınmaktadır.
Premenstürel Sendrom
PMS, adet döneminin ikinci yarısında ortaya çıkmaktadır. Özellikle kadınların fiziksel ve davranışsal olarak farklılaşmasına neden olmaktadır. PMS belirtileri;
– Duygusal tutarsızlık
– Depresyon
– Sıcak basması
– Migren tipi baş ağrıları
– İştah artışı
– Yorgunluk
Bu belirtiler ile sendromun tipi belli olmaktadır. PMS’nin neden oluştuğuna dair birçok çalışma bulunmaktadır. Bundan dolayı hastalığın tedavisi de kesin olmadığını söylemek mümkündür. Hatalığın oluşturduğu belirtilere göre farklı ilaç tedavileri uygulanabilmektedir. Bunun dışında kadınların yaşamlarında yapılacak ufak değişimlerin de belirtilerin kaybolmasında etkili olduğu söylenmektedir.
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı doktorların en sık karşılaştığı sorunları listelemeye çalıştık. Hastalıklar insanların sağlıklarını ve yaşam kalitelerini belirler. Özellikle kadınlarda görülen bu hastalıklar büyük önem taşımaktadır. Ciddiye alınarak detaylı incelemeler yapılmalıdır. Bu hastalıkların bazıları ilaç tedavisi ile sonuca kavuşurken bazılarında cerrahi bir çalışma gerekmektedir. Bazı hastalıklarda ise tedavi gibi durumlar söz konusu değildir. Sizler genel olarak rutin kontrolünüzü atlamadan gerçekleştirmeniz gerekmektedir. Önlem alınması bu hastalıklar açısından oldukça önemlidir.